Ancak
beni bu filmde en çok etkileyen, kalbime en çok dokunan ne oldu biliyor
musunuz? İnsanların birbirlerine dokunmalarının, öpmelerinin yasak olduğu bir
dünyada yaşamaları.
Bir
karı-koca düşünün, birbirlerine aşkla tutkuyla bağlılar. Onca fakirliğe,
yokluğa ve çaresizliğe rağmen birbirlerinden hiç vaz geçmiyorlar ama ne yazık
ki hastalık nedeniyle sarılıp öpüşmeleri yasak. Filmin bana göre en duygusal
sahnesinde (gözyaşlarımın yanaklarımdan en çok süzüldüğü sahne) birbirlerine
tutkuyla bakıyorlar. Biz de doğal olarak dudaklarının birleşmesini bekliyoruz
ama onlar ‘öpüşmek yasak’ diyorlar ve nefeslerini tutup öyle bir öpüşüyorlar ki
etkilenmemek elde değil. Adeta bir yumru oturuyor insanın boğazına ve filmin
sonuna kadar da hiç gitmiyor oradan.
Sinemadan çıktıktan sonra düşündüm.
Bizim basit bir sarılma, öpüşme olarak gördüğümüz şeylerin aslında ne kadar da
önemli yerleri var insan hayatında. Ve Ne kadar kıymetli bir şey insanın sevdiğine
doyasıya sarılıp onu hesapsızca öpebilmesi? Sevgiyi göstermenin belki de en
gerçek, en yalın ve en zahmetsiz yolu karşımızdakine sarılmak. Oysa bizler
günlük yaşamın hızına yetişebilmek uğruna kaçar gibi öpüşüp yalandan sarılı
veriyoruz birbirimize kapı ağızlarında. Bu kadar özel ve değerli bir şeyi
sıradanlaştırıyoruz.
Okuduğum
bir yazıda insanın temel ihtiyaçlarının nefes almak, yemek yemek, uyumak,
cinsellik ve sarılmak olduğu yazıyordu. Fiziksel ihtiyaçlarımızdan sonraki en
temel ihtiyacımız sarılmak/kucaklanmakmış ve ancak bunların hepsi bir arada
olduğunda ‘gerçekten’ yaşıyormuşuz. Karşımızdakine -eşimiz, sevgilimiz, ailemiz,
arkadaşlarımız ,evde beslediğimiz hayvanlar .. - sarıldığımızda sözsüz olarak ‘seni seviyorum’
diyor ve doğal bir paylaşım içinde bulunuyormuşuz. İşin güzel tarafı bu paylaşımdan
iki taraf da çok kârlı çıkıyormuş.
Bence
de hayatta hiç bir şey sevdiğine dokunmanın, gerçek bir sarılmanın yerini
tutmuyor. Birine sarıldığımızda hem ona hem kendimize olumlu bir şeyler
katıyoruz. Bazen bilmeden karşımızdakinin yarasına merhem oluyor bazen de kendi
yaralarımızı sarıyoruz farkına bile varmadan. Sarılırken mutluluğumuzu arttırıyor,
acılarımızı paylaşarak azaltıyoruz. Eminim benim bilmediğim ve doğruluğu
kanıtlanmış bir sürü fiziksel etkisi de vardır sarılıp kucaklaşmanın ama beni
en çok ruha iyi gelen kısmı ilgilendiriyor şu sıralar.
Şu
andan itibaren başlayın etrafınızdakilere sarılmaya. Yanınızda kim varsa
sevdiğiniz ve hatta sevmediğiniz gidin sarılın ona. Sevmediğim kişiye neden
sarılayım diye düşünmeyin, asıl maharet burada zaten. Sevmediklerimize de sarılmayı
başardığımız an aslında en çok iyileştiğimiz an olacak, tecrübeyle sabittir (Aras
kulaklarını çınlatıyorum). Sarılamıyorsanız
bile o kişinin yanına gidip tatlı bir söz söyleyin, eğer mümkünse hafifçe omuzuna
dokunup gülümseyin. Göreceksiniz bu her ikinize de çok iyi gelecek, her
ikinizin de gününün geri kalanı çok daha iyi geçecek.
Hem
unutmayalım ki sarılmak bedava. Belki de o yüzden değerini pek bilmiyoruz ve
aceleyle geçiştiriyoruz. Ama hayat bumerang gibi. Ne yaparsak aynı şekilde bize
geri dönüyor. Ne kadar çok insana sarılır, sevgimizi paylaşır , şefkat
gösterirsek biz de aynı oranda sevgi ve şefkat görürüz karşımızdakilerden hem
de hiçbir bedel ödemeden.
Bugünden
tezi yok her fırsatta sevdiklerimize sıkıca sarılmayı ihmal etmeyelim ve o
anların kıymetini bilelim.
Son olarak sevmek
dokunmaktır diyorum ve sizi bu keyifli videoyla baş başa bırakıyorum.
Cok duygulandim evet sarilmak cok guzelbir sey hele sevdigin taptigin insanlari ama bana kotuluk eden insana nasil gidipte sarilabilirim iste o olmaz asla yuzune bile bakmam Kinci degilim ama kotuluge gore degisir SIzde sarilmazdiniz bence de oyle degilmidir sizin cevabiniz nedir ?
YanıtlaSilSarıldım desem :)Bir eğitim alıyorduk ve odada hoşlanmadığınız kim var diye sorunlunca ilk sorulan kişi parmağıyla gösterdi beni ve dedi ki şu bayandan hiç hoşlanmadım ve sonra birbirimize sarılmamız istendi. Kabul hiç hiç kolay değil ama dedim ki dur Rayka elbet burdan öğreneceğin bir şey var. Ertesi hafta suratına sordum neden benden hoşlanmadığını ve güzel bir arkadaşlaığımız oldu. Deneyin derim :)
SilBence de filmin o kadar çok düşündürücü yanı vardı ki. Kızın önce elini sıkmadığı şairin peşinden gidip elini sıkması da... Madende uzaylı görmüş gibi hayatı anlaması da... Çoook çok güzel detaylar vardı
YanıtlaSilGerçekten detaylarla dolu harika bir film :)
Silİnsanlık, hayat , arkadaşlık adına bir sürü güzel detayın olduğu nefis bir film.
Raykacım kalemine yüreğine sağlık.
YanıtlaSilbu tatlı bir kulak çınlaması=)
ön yargılarımızdan kurtulmanın en güzel yolunun sarılmak olduğunu anladığımda olgunluk seviyemi bir kademe daha yukarı çıkarmıştım.
bu konuda sana teşekkür ederim.
Teşkkür ederim.
YanıtlaSilKelebeğin Rüyası'nda "öpüşmek yasak!" dendikten sonra gelen o öpücük gibi güzelini hiç görmedim. Ve ben de sevdiklerime sık sık sarılmayı çok severim. Sevmediklerime maalesef sarılamam. Çünkü bu duygumuz karşılıklı...
YanıtlaSil:))) Haklısın duygular karşılıklı olduğu için oldukça zor gidip sevmediğine sarılmak ama bir dene :))
YanıtlaSilBende çok etkilendim filmden,gercekten son zamanların en iyilerinden, filmdeki o sahneler benide çok duygulandırdı,sonra düşündüm sarılma imkanımız varken sarılmadıklarımız ne olucak diye ?? sevgisini belli etmeyen bir nesil bir ülke olma yolunda koşuyoruz,sevmediklerimize sarılmasakta anlamaya çalısalım :)) ,yüregine sağlık raykacımm
YanıtlaSilEvet haklısın giderek sevgimizi göstermekten kaçan bir millet oluyoruz. Önceliklerimiz mi değişiyor yoksa bizler mi? Sonradan pişman olmamak için bence her fırsatta sarılalım sevdiklerimize , etrafımızdakilere :)
YanıtlaSil