4 Mart 2013 Pazartesi

SARILMAK YASAK

Kelebeğin Rüyası.. Gerçekten son zamanlarda izlediğim en güzel film diyebilirim. Konusu, görüntüleri, oyuncular hepsi birbirinden başarılı, birbirinden iyi.
Ancak beni bu filmde en çok etkileyen, kalbime en çok dokunan ne oldu biliyor musunuz? İnsanların birbirlerine dokunmalarının, öpmelerinin yasak olduğu bir dünyada yaşamaları.
Bir karı-koca düşünün, birbirlerine aşkla tutkuyla bağlılar. Onca fakirliğe, yokluğa ve çaresizliğe rağmen birbirlerinden hiç vaz geçmiyorlar ama ne yazık ki hastalık nedeniyle sarılıp öpüşmeleri yasak. Filmin bana göre en duygusal sahnesinde (gözyaşlarımın yanaklarımdan en çok süzüldüğü sahne) birbirlerine tutkuyla bakıyorlar. Biz de doğal olarak dudaklarının birleşmesini bekliyoruz ama onlar ‘öpüşmek yasak’ diyorlar ve nefeslerini tutup öyle bir öpüşüyorlar ki etkilenmemek elde değil. Adeta bir yumru oturuyor insanın boğazına ve filmin sonuna kadar da hiç gitmiyor oradan.
        Sinemadan çıktıktan sonra düşündüm. Bizim basit bir sarılma, öpüşme olarak gördüğümüz şeylerin aslında ne kadar da önemli yerleri var insan hayatında. Ve Ne kadar kıymetli bir şey insanın sevdiğine doyasıya sarılıp onu hesapsızca öpebilmesi? Sevgiyi göstermenin belki de en gerçek, en yalın ve en zahmetsiz yolu karşımızdakine sarılmak. Oysa bizler günlük yaşamın hızına yetişebilmek uğruna kaçar gibi öpüşüp yalandan sarılı veriyoruz birbirimize kapı ağızlarında. Bu kadar özel ve değerli bir şeyi sıradanlaştırıyoruz.
Okuduğum bir yazıda insanın temel ihtiyaçlarının nefes almak, yemek yemek, uyumak, cinsellik ve sarılmak olduğu yazıyordu. Fiziksel ihtiyaçlarımızdan sonraki en temel ihtiyacımız sarılmak/kucaklanmakmış ve ancak bunların hepsi bir arada olduğunda ‘gerçekten’ yaşıyormuşuz. Karşımızdakine -eşimiz, sevgilimiz, ailemiz, arkadaşlarımız ,evde beslediğimiz hayvanlar .. -  sarıldığımızda sözsüz olarak ‘seni seviyorum’ diyor ve doğal bir paylaşım içinde bulunuyormuşuz. İşin güzel tarafı bu paylaşımdan iki taraf da çok kârlı çıkıyormuş.



Bence de hayatta hiç bir şey sevdiğine dokunmanın, gerçek bir sarılmanın yerini tutmuyor. Birine sarıldığımızda hem ona hem kendimize olumlu bir şeyler katıyoruz. Bazen bilmeden karşımızdakinin yarasına merhem oluyor bazen de kendi yaralarımızı sarıyoruz farkına bile varmadan. Sarılırken mutluluğumuzu arttırıyor, acılarımızı paylaşarak azaltıyoruz. Eminim benim bilmediğim ve doğruluğu kanıtlanmış bir sürü fiziksel etkisi de vardır sarılıp kucaklaşmanın ama beni en çok ruha iyi gelen kısmı ilgilendiriyor şu sıralar.
Şu andan itibaren başlayın etrafınızdakilere sarılmaya. Yanınızda kim varsa sevdiğiniz ve hatta sevmediğiniz gidin sarılın ona. Sevmediğim kişiye neden sarılayım diye düşünmeyin, asıl maharet burada zaten. Sevmediklerimize de sarılmayı başardığımız an aslında en çok iyileştiğimiz an olacak, tecrübeyle sabittir (Aras kulaklarını çınlatıyorum).  Sarılamıyorsanız bile o kişinin yanına gidip tatlı bir söz söyleyin, eğer mümkünse hafifçe omuzuna dokunup gülümseyin. Göreceksiniz bu her ikinize de çok iyi gelecek, her ikinizin de gününün geri kalanı çok daha iyi geçecek.
Hem unutmayalım ki sarılmak bedava. Belki de o yüzden değerini pek bilmiyoruz ve aceleyle geçiştiriyoruz. Ama hayat bumerang gibi. Ne yaparsak aynı şekilde bize geri dönüyor. Ne kadar çok insana sarılır, sevgimizi paylaşır , şefkat gösterirsek biz de aynı oranda sevgi ve şefkat görürüz karşımızdakilerden hem de hiçbir bedel ödemeden.
Bugünden tezi yok her fırsatta sevdiklerimize sıkıca sarılmayı ihmal etmeyelim ve o anların kıymetini bilelim.
Son olarak sevmek dokunmaktır diyorum ve  sizi bu keyifli videoyla baş başa bırakıyorum.

 

10 yorum:

  1. Cok duygulandim evet sarilmak cok guzelbir sey hele sevdigin taptigin insanlari ama bana kotuluk eden insana nasil gidipte sarilabilirim iste o olmaz asla yuzune bile bakmam Kinci degilim ama kotuluge gore degisir SIzde sarilmazdiniz bence de oyle degilmidir sizin cevabiniz nedir ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sarıldım desem :)Bir eğitim alıyorduk ve odada hoşlanmadığınız kim var diye sorunlunca ilk sorulan kişi parmağıyla gösterdi beni ve dedi ki şu bayandan hiç hoşlanmadım ve sonra birbirimize sarılmamız istendi. Kabul hiç hiç kolay değil ama dedim ki dur Rayka elbet burdan öğreneceğin bir şey var. Ertesi hafta suratına sordum neden benden hoşlanmadığını ve güzel bir arkadaşlaığımız oldu. Deneyin derim :)

      Sil
  2. Bence de filmin o kadar çok düşündürücü yanı vardı ki. Kızın önce elini sıkmadığı şairin peşinden gidip elini sıkması da... Madende uzaylı görmüş gibi hayatı anlaması da... Çoook çok güzel detaylar vardı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten detaylarla dolu harika bir film :)
      İnsanlık, hayat , arkadaşlık adına bir sürü güzel detayın olduğu nefis bir film.

      Sil
  3. Raykacım kalemine yüreğine sağlık.
    bu tatlı bir kulak çınlaması=)
    ön yargılarımızdan kurtulmanın en güzel yolunun sarılmak olduğunu anladığımda olgunluk seviyemi bir kademe daha yukarı çıkarmıştım.
    bu konuda sana teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  4. Kelebeğin Rüyası'nda "öpüşmek yasak!" dendikten sonra gelen o öpücük gibi güzelini hiç görmedim. Ve ben de sevdiklerime sık sık sarılmayı çok severim. Sevmediklerime maalesef sarılamam. Çünkü bu duygumuz karşılıklı...

    YanıtlaSil
  5. :))) Haklısın duygular karşılıklı olduğu için oldukça zor gidip sevmediğine sarılmak ama bir dene :))

    YanıtlaSil
  6. Bende çok etkilendim filmden,gercekten son zamanların en iyilerinden, filmdeki o sahneler benide çok duygulandırdı,sonra düşündüm sarılma imkanımız varken sarılmadıklarımız ne olucak diye ?? sevgisini belli etmeyen bir nesil bir ülke olma yolunda koşuyoruz,sevmediklerimize sarılmasakta anlamaya çalısalım :)) ,yüregine sağlık raykacımm

    YanıtlaSil
  7. Evet haklısın giderek sevgimizi göstermekten kaçan bir millet oluyoruz. Önceliklerimiz mi değişiyor yoksa bizler mi? Sonradan pişman olmamak için bence her fırsatta sarılalım sevdiklerimize , etrafımızdakilere :)

    YanıtlaSil

Yorumlarınızı okumak benim için büyük keyif. Her zaman beklerim :))