19 Ağustos 2012 Pazar

ERTELE-ME!!!

                Bu yazım belki ilk "hoş geldiniz" yazısı için çok iç açıcı ve de çok ideal bir yazı olmayabilir ama bu blogun kişisel tarihi açısından çok önemli olduğunu düşündüğüm için yazıyorum.
                Tatlı bir tembellik olarak başlayan erteleme huyumun son zamanlarda almış olduğu hali ben tatsızlaşmış,ruhsuzlaşmış ve son demlerini yaşayan ilişkiye benzetiyorum. Her ilişkide olduğu gibi, ilk başlarda tatlı tatlı başlayan sevdanın ufaktan aşk ve nefret ilişkisine dönmeye başladığını hissediyorum. Gerçi onun tarafında olup bitenleri bilemiyorum ancak durumdan anladığım kadarıyla o halinden pek memnun. Anlıyorum ki beni bırakmaya hiç mi hiç niyeti yok. Hatta her geçen gün biraz daha bağlandığını bana yaptırmadıklarındananlıyorum. Fakat ben artık bu halimden fazlasıyla sıkıldığımı söyleyebilirim. Neden mi? Bu blogla başlayabiliriz söze. Nerdeyse 6 ay oldu açalı. Evet, 6 ay. Teknolojiden hiç anlamama, hatta açık konuşayım hoşlanmama rağmen kaç gece başında oturdum ve her şeyini kurcalayarak kendim yaptım. (TRENDSUM teşekkürler :))
              E hadi o kadar uğraştın, peki devamı? İşte orada takılıp kaldım. Ha bugün, ha yarın dedim. Dur şu düğün bitsin onu yazarım dedim, yok balayına gidip gelelim onu yazarım dedim, o da olmadıdur yaz gelsin dedim... Daha dedim de dedim. Anlayacağınız bu erteleme huyu başıma bela.
           Bu sadece blog için değil, ne yazık ki birçok şey için geçerli bu erteleme halleri. Aslında çok iyi biliyorum yapacağım işin başına otursam adam gibi, layıkıyla yapacağım her şeyi ama mesele o ilk adımıatmakta. Mesela yarım bıraktığım kitapları okuyacağım, otobüse atlayıpİstanbul'un daha önce hiç görmediğim semtlerini keşfe çıkacağım, 12 senelik öğretmenliğimin emeği olan arşivimi düzenleyeceğim, özenle yazdığım defterlerimi toparlayacağım, düğün resimlerini ayıracağım, kesip kenara koyduğum yemek tariflerini deneyeceğim ve şu anda aklıma gelmeyen ama yapmak isteyeceğim daha bir sürü şey.
               Ama en önemlisi bu yazılar. Kalemi kapıp yazmak istiyorum ve en çok da bunu ertelememeyi istiyorum. Aklıma gelenleri, kafamda uçuşanları, hemen, ertelemeden, tembellik yapmadan, bilinmeyen bir zamana ötelemeden, yazmak istiyorum.
               Bu arada sağdan soldan hep duyuyorum yalnız olmadığımı, benim gibi bu durumdan muzdarip olanların olduğunu. İtiraf edeyim içim rahatlıyor birazcık. Bir yandan da merak ediyorum. Siz en çok neleri erteliyorsunuz? Ertelediğiniz için neleri yap(a)mıyorsunuz? Neleriıskalıyorsunuz hayatta?

Haydi bekiyorum cevaplarınızı.

Bu arada bir göz atın isterseniz :) Tanıdık gelecek mi bir yerlerden ???

http://vimeo.com/15182896

9 yorum:

  1. Yazmayı, bilgisayar başından uzaklaşmayı, yapılacak işleri, kütüphanemi düzenlemeyi, kendime zaman ayırmayı, İngilizce öğrenmeyi sürekli erteliyorum. Bakalım neresinden ve ne zaman yakalayacağım? :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım herşey gerçekten ama gerçekten çok istemekten geçiyor. O zaman fırsat yaratıyoruz,gözümüz kararıyor ve mutlaka bir yolunu bulup neyse o işi yapmaya başlıyoruz.

      Bu arada kütüphane deyince o da var beni daha bekleyen üfff

      Sil
  2. Raykacım ilk öncehayırlı olsun blogun,yazına bayıldım başından sonuna kadar sürükledi beni blogunda senin gibi samimi,yazını okuyunca sevindim çünkü bu konu benımde muzdarip oldugum bişey kendimi erteliyorum hayatımı bedenımı saglıgımı başkalarını hiç ertelemezken.kendimi hep erteliyorum,bende karar verdım artık kendimi ertelemicem..herkeze mutlu bayramlarrrr....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım çok çok teşekkür ederim güzel yorumun için :)
      En fenası da sağlığımızı ertelememiz değil mi?

      Sil
  3. İnan bana bircok insanin yasadigi birseyi dile getirmissin once onu belirteyim:) ben de birseyleri baslatmaya zorlanirim, baslayinca dedigin gibi iyi yapacagimi da bilirim ama, dusunmeden de edemem acaba bilincaltinda 'ya istedigim gibi yapamazsam, ya yapmak istedigim basariya ulasmazsa' gibi bir mukemmeliyetcilik mi yatar bu 'baslayamamalarin' altinda? ( tabii basit isler icin gecerli degil de daha cetrefilli isler icin bu gecerli olabilir) . İlk tasi atmaktir zor olan, hadi sen attin ilk tasi, simdi dok bakalim tum taslarini, biz de takip edelim:)

    YanıtlaSil
  4. Şunu fark ettim ki güzel yorumlar, destekler de insanı çok motive eden birşeymiş. Çok teşekkürler.

    Çok mutlu oldum :))))

    YanıtlaSil
  5. Bu yazı beni anlatıyorr:)Erteleme huyu birçoğumuzun derdi aslında.Ben de sizin gibi aylardır blog açmayı düşünüyordum erteleye erteleye bu günlere geldik açalı daha 4 gün oldu :)Tabi ertelediğim daha bir sürü konu var yabancı dil öğrenmek bunların en başında geliyor bakalım ona ne zaman başlayacağım.Hatta bazen uzun zamandır aramadığım arkadaşımı aramayı düşünüyor ama bunu bile erteliyorum (artık bu üşengeçlikte olabilir:) Daha düşünsem neler çıkar kim bilir ama bu yorumu burda kesiyorum.
    Yazınız çok güzel olmuş,bloğunuz da hayırlı ve bol takipçili olsun:)

    YanıtlaSil
  6. İyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim :))Sizin de blogunuz hayırlı olsun.
    Bir İngilizce Öğretmeni olarak söylüyorum dil öğrenmek ihmale gelmez :)) Ne kadar erken o kadar iyi.
    Sevgiler

    YanıtlaSil
  7. Hayirli olsun canim.
    Bir cogumuzun derdine tercuman olmussun :)
    Benim de var bir listem ama bir baslayabilsem :))
    Zeki

    YanıtlaSil

Yorumlarınızı okumak benim için büyük keyif. Her zaman beklerim :))